27 Temmuzda, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı, Tepebaşı Belediye Başkanı ve Odunpazarı Belediye Başkanları Eskişehirli yerel gazetecilere; Porsuk Baraj Gölü’nün hemen yanında yaptığı ortak açıklamada, barajdaki su seviyesinde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek, alınması gereken önlemlerle ilgili çeşitli uyarılarda bulunmuşlardı.
Başkanların yaşanabilecek muhtemel olumsuzluklar öncesinde yetkilileri uyarmak amacıyla yaptıkları açıklamalar, her zaman olduğu gibi yetkili ve sorumlu kuruluşlarca amacından saptırılmıştır.
Önce iktidarın yerel yöneticileri, hemen sonrasında da konunun muhatabı olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, uyarı görevini yerine getiren üç belediyemizin baraj bölgesinde, somut görüntüler önünde birlikte yaptıkları açıklamalara karşılık, mesnetsiz ve ilgisiz, gerçek dışı, çelişkilerle dolu bir cevabı medyaya servis etmiştir.
Değerli kamuoyu;
DSİ Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, Porsuk Barajı’nın öncelikli amacının Eskişehir’in su ihtiyacının karşılanması olduğu açıkça belirtilmiştir.
Yine cevabi yazının devamında, 2018 yılının kurak geçeceği ve barajın su durumunun ve su kullanımının sürekli kontrol altında tutulması gerektiği, bunun da ilgili kurumlara (Ankara ve Eskişehir Valilikleri, ilçe kaymakamlıkları, ilgili tarım örgütlerine) bildirildiği ve böylece (sanki yapacakları başka bir iş kalmamış gibi) görevlerini yapmış oldukları ima edilmektedir.
Ayrıca DSİ tarafından yapılan yazılı açıklamada, bu yılın sonunda Porsuk Barajı’ndaki doluluk oranının yüzde 25-27 seviyesine ineceği bilgisi de verilerek, susuzlukla ilgili tehlikenin altı çizilerek Belediye Başkanlarımızın açıklamaları doğrulanmıştır.
Bu açıklama bile, şehir şebekemizin tek içme ve kullanma su rezervi olan Porsuk Barajı’ndaki su seviyesi ve kullanımı konusunda görülen olumsuzlukları giderecek tedbirlerin DSİ tarafından ivedilikle alınmasını zorunlu kılmaktadır. Eskişehir belediyeleri olarak, yapılan açıklamadaki amaç, Polatlılı çiftçiler dahil, hiçbir kesimi ya da kurumu nedensiz yere suçlamak ya da halkımız nazarında bu kesim ve kurumlarla ilgili olumsuz intiba bırakma gayreti değildir. Amaç, yılın kurak geçeceği bilgisinden hareketle, kısa vadede hem baraj suyundan yapılan dağıtım prosedürüne harfiyen uyulmasının gerekliliği ve kuraklığın devamı halinde, (kent nüfusunun hızla arttığını da göz önüne alarak) devletin Eskişehir ve Polatlı’nın ihtiyacını karşılayacak yeni su yatırımlarının hükümetçe bir an önce yapması gerektiğine işaret etmektir.
Sayın kamuoyu,
DSİ Genel Müdürlüğü, bilindiği gibi Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı bir kamu kurumudur. Bu kurumlarda, Sayın Bakan’ın dışındaki isimlerin tümü kamu görevlisidir. Bir kamu görevlisinin, bir büyükşehrin belediye başkanı ve merkez ilçe başkanlarının yaptığı uyarı ve açıklamaların “manipülatif” ya da “kamuoyunu yanlış bilgilendirme amaçlı” olduğu şeklinde değerlendirmeye ve bunları kamuoyu ile paylaşmaya hak, yetki ve sorumluluğu yoktur. Bu nedenle DSİ tarafından yapılan bu açıklama açıkça yetki, hak ve sorumluluk aşımıdır. Onların gerçek görevi: şehrin muhtemel su sıkıntısına karşı alacakları tedbirleri halka duyurmak ve Sayın Bakan’a bundan böyle yapılması gereken köklü çözümleri, doğru şekilde bildirmektir.
Yapılan açıklamanın bizce en acıklı ve düşünülmesi gereken kısmı ise, Ilıca Barajı ile ilgili sözlerdir. DSİ Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında, Büyükşehir Belediyesi’nin kendi imkanları ile yaptığı ve AKP’li siyasetçilerin yıllardır engellediği Aşağı Ilıca Barajı’nda “amaçsız bir şekilde su tutulduğu” gibi, inanılması gerçekten imkansız bir yorum yapılmıştır. Kamu kurumu olan DSİ yetkililerinin bu yönde bir görüş bildirmesinin, siyasi baskı dışında bir gerekçesi olabileceğini düşünmek bile olanaksızdır.
Bütün Eskişehirlilerin bildiği gibi Aşağı Ilıca Barajı, toprakta kaybolarak giden Türkmendağı kaynaklı suların, biriktirilerek, Eskişehir’deki içme ve kullanma su depolarına getirilip, oradan şehir şebekesi suyuna karıştırılmak için yapılmıştır. Böylece Porsuk Barajı’ndan şebekeye verilen acı ve tatsız suyun, “önümüzdeki dönemde, musluktan içilebilen su olarak akması”nın sağlanması amacını taşımaktadır. Su amaçsız bir şekilde tutulmamaktadır. Yine aynı şekilde, Ilıca Barajı’nda su tutulmasının Porsuk Baraj Gölü’ndeki su miktarını olumsuz etkilediği, azalttığı şeklindeki mantıksız bir açıklama da, Kalabak suyu kalitesindeki bu tatlı suyun Porsuk suyuna karıştırılarak tarımsal sulama amaçlı kullanılmasını savunmak demektir ki, bunun da akla uygun hiç bir yönü yoktur.
Aşağı Ilıca Barajı’nın yapımı aşamasında Belediyemize çıkartılan güçlükler Eskişehir kamuoyunun bilgisi dâhilindedir. Belediyemiz tüm siyasi amaçlı engellemelere karşın, sekiz yıl süren büyük emek ve hukuki mücadele sonucu Aşağı Ilıca Göleti’ni kendi imkânlarıyla inşa etmiştir. Nihayet Büyükşehir Belediyemiz iki ay önce hukuki süreci de kazanmış ve mahkemenin verdiği “kamu yararı vardır” kararı ile barajda su tutma işlemini sürdürmüştür. Bu konuda henüz açıklamadığımız bazı gerçekleri de şimdilik saklı tutuyoruz.